Dinlenilesi parçalar

Bazı şarkılardan etkilenmek için aynı dile sahip olmanıza gerek yoktur. Nasıl mı? Bknz.


  • Lizeta Kalimeri - Salomi
İşte böyle hikayeleri olan şarkılar güzel.. 

İncil'deki Yahya'nın öldürülmesi bölümünden alıntılanmıştır. Önceleri Hz.Yahya'yı halk tarafından sevildiği için öldürmekten korkan Heredos bir eğlence sırasında sarhoş olur ve huzurunda dans eden Salomi'nin isteği üzerine hücrede tuttuğu Hz.Yahya'nın yanına cellatlarını gönderir. Başını tepsi üzerinde Salomi'ye sunar. 

Salomi'nin böyle bir istekte bulunmasının sebebi olarak da Hz.Yahya'ya aşık olduğu ancak yüz bulamaması gösterilmektedir. Hikayesi ile duygu yoğunluğu yaşatan, içimizi acıtan bir parça..



Ayın gümüşü dar yolların çalkıllarını aydınlatırken,
Vahsi anna fotiş olarak uyandı ve başladı şarkısını yazmaya.

Ayağa kalktı ve dans etti, büyüledi tüm erkekleri
O dans çemberinde.
Ve fotinin kalbi bir kağıt gibi yanacak..

Eğer Salomi ağlarsa,
Affediciliğin tutkusunda onun günahları affedilecek.
Fakat tacında kan ve yakut,
Birbirinin içine girecek.

  • Eleni Vitali - Gramma Kai Grafi  

Dertli olmayan insanı bile dertlendiren, durup geçmişi düşündürten bir şarkıdır kendisi.

Dinleyin..

Mektup ve Yazı

Bana, bir mektup; bir yazı yollamışsın...

Beni, daha fazla sevmediğini söyleyen!..
Bu, senin seçimin...
Sana, iyi şanslar; her nereye gidersen!..

Sadece, bak arkanda bıraktıklarına...

Belki, sana arkadaşlık ederler;
Yalnız bırakıldığında...

Bana, bir mektup; bir yazı yollamışsın...

Başka bir kadına, meylettiğini söyleyen!..
Sen, aşkı nasıl bileceksin?.. 
Bu kadar çok kadınla, birlikteyken...

Sadece, bak arkanda bıraktıklarına...

Belki, sana arkadaşlık ederler;
Yalnız bırakıldığında...


  • Janet & Jak Esim - Entre Las Vuertas Paseando

Janet ve Jak, şarkılarını Judeo Espanyol adlı bir dilde söyleyen çifttir.  Erkan Oğur ve Bülent Ortaçgil ile işbirliği yaparak albümler hazırlamakta ve konserler vermektedirler. Söyledikleri şarkılar kadar şarkıların toparlanma hikayeleri de çok etkileyici.

Çift, 1980 yılı civarında bu dildeki şarkıları hayal meyal hatırlayan ispanyol yahudilerinden bir sürü nine ve dedeyi bir araya getirip şarkıların söz ve melodilerini toparlayarak albüm haline getiriyorlar. Emeklerine, seslerine sağlık..



Bahçelerde Gezerken

Bahçelerde gezerken, yasemin kokuyordu.
O güzel kızı gördüm, karşımda duruyordu.

Çok güzeldi gözleri, ama ağlamaktaydı.

İnci gözyaşlarıyla, tutuşup yanmaktaydı.

Sordum ona neyin var, neden üzülüyorsun ?

Yoksa sevdiğin mi var, sen kimi seviyorsun?

Bir delikanlıya yandım, aşkıyla ölüyorum.

Gece gündüz ağlarım, onu çok seviyorum !

Onu sevdiğim için, kalbim çok hızlı atar.

Ey ulu büyük tanrım, beni bu aşktan kurtar !!



  • Idir & Zahra - A Vava Inouva

Berberi asıllı Cezayirli sanatçı eğlenceli ama bir o kadar da sakin, ağırbaşlı bir yoruma sahip. Bknz.

Küçük Adamım

Lütfen küçük adamım aç kapıyı
Ghriba'm küçük kızım, şıngırdıyor bileziklerin
Küçük adamım, korkuyorum orman canavarlarından
Ghriba'm kızım, bende korkuyorum onlardan

Yaşlı adam paltosunu giyindi kendini ısıtmak için,

Oğlu ekmek kazanma telaşında geçen günleri düşündü.
Dokuma tezgahına mahkum bir kız, durmadan dokuyordu ipliğini.
Yaşlı kadın etrafındaki çocuklara eski günleri anlatıyordu.

Kapıda yine kar yığını, büyük fırında güveç

Büyükler ilkbaharı düşlemeye başladı.
Ay ve yıldızlar gölgelik olmaya başladı,
Menekşe ağaçları manzaraya eşlik etti.
Ailenin fertleri toplandı, hazırlandılar hikayeyi dinlemeye..


  • Tom Waits - Poor Edward


American Horror Story dizisinin 4.sezonunda ki kurgu bir karakter değilmiş Edward Mordrake.
Kendisi de dahil herkesin korktuğu, lanetli gözüyle bakıldığı hayatını 23 yıl sürdürebilmiş sadece. Eldeki bilgilere göre 2. yüzü sadece gülüp, ağlayabiliyormuş. Geceleri ise tek yaptığı şey onu korkutmak, delirmesine yardımcı olmak hatta bu süreci intihara kadar taşımakmış..

Tom Waits, Edward'ın yaşadığı bu trajediyi kısa-öz bir klip eşliğinde çok da güzel anlatmış.


Edward hakkındakileri duydunuz mu?
Kafasının arkasında başka bir yüz olduğunu
Bu bir kadının mı yoksa genç bir kızın mı yüzüydü?
O yüzü yok etmenin onu öldüreceğini söylediler
Böylece zavallı Edward kaderine mahkum edildi.

Yüz gülüp ağlayabiliyordu
Onun şeytani ikizi idi
Ve geceleri onunla konuşurdu
Yalnızca Cehennem'de duyulabilecek şeyleri
Ama onları ayırmak imkansızdı
Hayata birlikte zincirlenmişlerdi

Sonunda onun kader çanları çaldı
Odalardan birine gitti
Kendini ve onu balkonun demirlerine astı
Kimisi hala onun, ondan kurtulmuş olduğuna inanmıyor
Ama ben o yüzü çok iyi biliyorum
Onun, onu intihara sürüklediğini ve
Zavallı Edward'ı cehenneme götürdüğünü söylüyorum.

  • Françoise Atlan - La Rosa Enflorece

Şarkının müziği hepinize tanıdık gelecektir şüphesiz. Tam dilinizin ucunda ama çıkaramıyorsunuz değil mi? Bende de öyle olmuştu. Ama sonradan hatırladım, Ferhat Göçer'in Yastayım şarkısının nakarat bölümünü andırıyor. İnce tınısı ve ona eşlik eden yanık sesle beraber müthiş bir şey çıkmış ortaya.




Mayısta güller
Ruhum kararıyor, aşk acısı çekiyor.
Aşk acısı çekiyor.

Bülbüller şarkı söylüyor, aşkı içine çekiyorlar.

Ve arzu beni öldürüyor, acım artıyor.
Acım artıyor.

Daha çabuk gel sevgilim, bana daha çabuk gel.

Ruhuma daha çabuk gel, çünkü ölüyormuşum gibi hissediyorum.
Çünkü ölüyormuşum gibi hissediyorum.

Mayısta güller

Ruhum kararıyor, aşk acısı çekiyor.
Aşk acısı çekiyor.


  • Giorgos Dalaras - Sto Pa Kai Sto Ksanaleo

Müziğin evrensel olduğunun bir kanıtıdır bu parça. İlk dinleyişte alır götürür sizi düşünce denizinize. Sonra oradaki fırtınalardan bahseder, küçük elleriyle kurtuluşu vaad eder size..


Özgür Çevik'te seslendirmiştir bu şarkıyı yarı Türkçe yarı Rumca olarak.
Ben onun yorumu dinlemeyi daha çok seviyorum. 


Fırtına

Sana söyledim ve tekrar söylüyorum
Sahile inme !
Sahilde fırtına olur,
Ve seni alır götürür.

Eğer seni alırsa ve oraya götürürse
Aşağıya, o derin sulara
Vücudumu tekne yaparım,
Küçük ellerimi kürek.
Mendilimi yelkencik,
Karaya girip çıkarım.

Sana söyledim ve tekrar söylüyorum
Bana mektup yazma
Çünkü ben yazı bilmiyorum
Ve ben, gözyaşlarına boğuluyorum.



  • Zeljko Joksimoviç - Lane Moje

2004 yılında Eurovision Şarkı yarışmasında Sırbistan- Karadağ'ı temsil eden, sevgilinin ayrılığı üzerine yazdığı, tekrar tekrar dinlenilesi bir şarkı. Ama bu iyi sözlerimi solist için söyleyemeyeceğim. Sebebi de şu ki; solist beyefendinin Türklere tarihten gelen bir kini varmış. Bunu da kameraları gördüğü her yerde belirtmiş. Show yapmak yerine sadece şarkı söylese yetermiş halbuki.



Canım benim..

Seni her düşündüğümde,
Korkuyorum tekrar aşık olmaktan.
Ve morarana kadar dudaklarımı ısırıyorum,
Bu hastalıkla başa çıkabilmek için.

Aşkım yok benim bugünlerde, fazla dert etmiyorum.
Soruyorum yalnız mısın?
Ve kim ne derse desin duymuyorum.
Aşkım, dön bu akşam
Kiminle olduğunun bir anlamı yok.
Ya da bana benzeyen birini bul ki, bari seni sevmeyeyim.

  • Marem Gökhan - Hatav

Bu da inanılmaz güzel çerkes ezgilerinden birisidir. Geçmişten bu yana anlatılan bir aşk türküsü olduğundan bahsedilir.



Şu güzel otlakları hayvanlar güzelleştiriyor.
Dünyayı güzelleştiren ise iki sevgilinin evlenmesidir.

Kalın gür saçlarımı ikiye ayırıyorum,
Sesini duymayarak günler geçecek mi acaba ?

Senin küçük terliklerin düşük topuklu ya,
Seni sevmek yetmiyor canım.

Bu benim şarkım, sırası geldikçe söyleyin.
Onlar size rastlarsa duygularımı anlatın.



  • Gothart - Jovano Jovanke

Makedon bir kıza ölmeden önce, sevgilisinin söylediği türküdür. Makedonya da leyla ile mecnun gibi bilinen bir hikayeymiş bu. Buyrun hikayesi;

Makedonlar çocuklarının sevdiklerinin hristiyan olması şartı ile evlenmelerine izin verirmiş bu onlar için en temel şartmış. Rivayetlere göre ise gencin müslüman oluşu nedeniyle iki aşık evlenemez. Ve genç, sevgilisinin ölümü üzerine bu türküyü dillendirir.

Bu halk türküsünün ortaya çıkışının da Osmanlı dönemine dayanması sebebiyle makedon kızı ile müslüman Türk genci arasındaki aşkı anlattığı rivayet edilir.


https://www.youtube.com/watch?v=r8uAnn4OnRs

Vardar'ın kıyısında oturuyorsun canım, beyaz keten ağartıyorsun.
Ve yükseklere bakıyorsun, canım benim Jovano.

Ben seni bekliyorum oysa,  eve gelmeni bekliyorum.
Ama sen gelmiyorsun,  canım benim Jovano.

Senin annen, canım bir türlü salmıyor seni.
Yanıma gelmeyesin diye, canım benim Jovano.


*Bu türküyü bir de Ajda Pekkan "Ne tadı var bu dünyanın" şarkısı ile seslendirmiş
Kalbe dokunan müthiş türkü bakın ne hale gelmiş, ya da bakmayın.



https://www.youtube.com/watch?v=_RcduH1xV-g


  • Indila - Derniére Danse

Bu Fransız şarkıyı dinledikten sonra völ völ völ völ ya da doz doz doz doz diye tekrarlayabilirsiniz. Sakın endişelenmeyin bu şarkının kendine özgü bir yan etkisidir çünkü. 

Son Dans

Benim tatlı ızdırabım
Kavga etmeye gerek yok, tekrar başlıyorsun
Fakat ben onsuz sıkıntılıyım
Metronun etrafında tek başıma dolanıyorum
Büyük acımdan kurtulmak için, son bir dans.
Uzaklaşmak istiyorum, her şeye yeniden başlamak istiyorum.

Benim tatlı ızdırabım.
Gökyüzünü, günü ve geceyi birbirine karıştırıyorum.
Rüzgarla ve yağmurla dans ediyorum.
Birazcık sevgi ve bal damlasıyla, dans ediyorum.
Ve gürültü de koşuyorum, korkuyorum.
Bu benim sıram mı?
İşte acı geliyor..
Bütün Paris'te kendimi terkediyorum.
Ve uzağa uçuyorum, senin yokluğunda.
Bu yolda yalnızca umut.
Deneyebileceğim kadar deniyorum.
Sensiz hayatım yalnızca anlamsız parıltılı bir dekor.

Bu tatlı ızdırabımla kimi kırdıysam bedelini ödedim.
Büyük kalbimin nasıl olduğunu dinle,
Ben dünyanın çocuğuyum..


  • Noir Desir - Le Vent Nous Portera

Tatlı mı tatlı bir klibe sahip bu şarkı diğerlerinden biraz daha eğlenceli ve acayip doğrusu. Sözlerine bakınca, klibini de izleyince neden acayip dediğimi daha iyi anlayacaksınız.



Ya gerçekten farklı bir yorum ya da çeviri berbat; buyrun siz karar verin.

Rüzgar bizi taşıyacak, yoldan korkmuyorum.
Tadına varmak, görmek gerekecek
Göğüs boşluğunda zikzaklar..
Ve her şey iyi olacak,     orada.

Rüzgar bizi taşıyacak, 
Büyük Ayı'ya mesajın ve yarışın yörüngesi 
Kadifeden, yumuşak kısa bir an
Hiç bir şeye yaramasa da,     git.


Rüzgar onu götürecek, herşey yolunda olacak.
Rüzgar bizi götürecek..


Okşayış ve mermiler
Ve bizi çekip duran bu felaket,
Başka günlerin sarayı; dünün ve yarının
Rüzgar onları taşıyacak.

Omuzdan geçmiş genetik
Atmosferdeki kromozomlardan,
Galaksilere giden taksilerden.
Ve benim uçan halım der ki;


Rüzgar onu götürecek, herşey yolunda olacak.
Rüzgar bizi götürecek..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder