Şu an okuduğum kitap Yevgeni Zamyatin'in bir distopyası. "Biz".
"Biz milyonlar her sabah aynı saatte, aynı dakikada tek vücut uyanırız. Tek bir milyon olarak aynı saatte çalışmaya başlar, tek bir milyon olarak aynı saatte işi bitiririz. ..aynı dakikada gezmeye çıkar, salona gider, egzersiz yapar ve uyumak için ayrılırız."
Onun distopyasında "tek bir milyon" olarak hareket etmek ideal bir yapı değil, evet. Asıl ideal olanlar mutluluğun sırrını bulma peşinde olan ütopyalarda. Peki sizin ütopyanız nasıl? Herkes özgür mü olsun isterdiniz, ortak bir mutluluğu yaşatabilmek için? Caydırıcı cezalar mı koyardınız, suçların tekrarlanmaması için? Eğitim mi önceliğiniz olurdu, eğitimli insan hata yapmaz diyerek? Yoksa asker mi yetiştirirdiniz, tüm dünyayı fethedecek? Statü farklılıkları olur muydu, yoksa herkes eşit mi olurdu? Herkes memnun olur muydu işinden, evinden? Saygı duyulur muydu herkesin inancına, yoksa herkes tek inanca mı sahip olmalıydı kargaşa çıkmaması için? Teni, saçı, gözü farklı renklerde olur muydu insanların, yoksa kimse kimseyi kıskanmasın, küçük görmesin diye aynı özelliklere sahip kişilerden mi oluşurdu ütopyanız? Betonlardan binalarla mı kaplı olurdu manzaranız, bilir miydiniz doğanın, denizin kıymetini? Ne kadar önem verirdiniz bilime? Atom bombası üretip nesiller boyu insanlara zarar verir miydiniz? Tüm işi yapan robotlar üretip, insanları boş boş oturmaya mı terkederdiniz? Mutlu edebilir miydiniz insanları, isyan etmek yerine şükretmeye ikna edebilir miydiniz? Çatışmak yerine anlaşmaya davet eder miydiniz onları? Sahi barıştan mutluluktan söz eden çok, gerçekleştirebilir miydiniz bunu ütopyanızda?
10 Mayıs 2016 Salı
7 Mayıs 2016 Cumartesi
Denizsever
Oturup saatlerce izleyebilirim dertlerimin dalgalara karışıp gidişini.
Çünkü ben bir Denizsever'im.
Belki 4 yıl önce İstanbul'a gelişimle başladı bizim dostluğumuz.
Belki de babamın sevgisinden kaptım bir parça..
Dedim ya denizi severim. En çok da kız kulesinin karşısındaki kayalıklarda oturup denizi dinlerim. Bir bir atarım dertlerimi dalgalara, sırdaş dalgaların benim gibi kaçtane dostunun dertlerini alıp götürdüğünü izlerim sonra. Bununla da yetinmem yüreğime denizi koyarım ardından. Onun sonsuzluğunu, dalgalandığındaki heyecanını, durulduğundaki huzurunu katarım kendime. Böyle severim, böylece huzura ererim işte..
Çünkü ben bir Denizsever'im.
Belki 4 yıl önce İstanbul'a gelişimle başladı bizim dostluğumuz.
Belki de babamın sevgisinden kaptım bir parça..
Dedim ya denizi severim. En çok da kız kulesinin karşısındaki kayalıklarda oturup denizi dinlerim. Bir bir atarım dertlerimi dalgalara, sırdaş dalgaların benim gibi kaçtane dostunun dertlerini alıp götürdüğünü izlerim sonra. Bununla da yetinmem yüreğime denizi koyarım ardından. Onun sonsuzluğunu, dalgalandığındaki heyecanını, durulduğundaki huzurunu katarım kendime. Böyle severim, böylece huzura ererim işte..
3 Mayıs 2016 Salı
Di'li geçmiş zaman
"Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir." diyor Ferhat Göçer sevdiğim bir şarkısında. Çok da haklı aslında. Her yeni güne neyle karşılaşacağımızı bilmeden uyanıyoruz. Günler, haftalar belki de aylar öncesinden planladığımız günler değişiveriyor ansızın. Haberler alıyoruz, birşeyler yaşıyoruz acısından tatlısından. Bazıları ders olurken bize, bazıları dert oluyor. Keşkeler birikiyor sonra. Keşke bunu demeseydim, keşke bunu yapmasaydım'lar. Sonra Bulutsuzluk Özlemi eşlik ediyor, yapamam diyor. "Sözlerimi geri alamam, yazdığımı baştan yazamam.." Yaptım birkere, söyledim çünkü. Bazıları ders oldu bir daha yapmadım, bazıları dert oldu içimden atamadım. Ama oldu ve di'li geçmiş zamanda yaşadıklarım hazinemde yerini çoktan buldu.
1 Mayıs 2016 Pazar
Birileri
Bugün, tam da şu an da ;
Birileri hayatının değerini bilmezken, düşünmezken hiç, birileri hayata tutunma derdinde.
Birileri bahsederken barıştan, birileri savaş peşinde.
Birilerine az geliyorken serveti, birileri geçinme derdinde.
Birileri emek sarfederken, birileri yemek peşinde.
Birileri koşarken ileriye, birileri yoluna engel dizmekte.
Birileri merhaba derken hayata, birileri elveda demekte.
Birileri severken delice, birileri sevilmek derdinde.
Birileri düşlerken geleceğini, birileri geçmişin derdinde.
Birileri dünyaya adamışken kendini, birileri iki dünyasını güzelleştirmenin peşinde.
Birileri okurken tebessümle, birileri içini kağıda dökmenin peşinde..
Birileri hayatının değerini bilmezken, düşünmezken hiç, birileri hayata tutunma derdinde.
Birileri bahsederken barıştan, birileri savaş peşinde.
Birilerine az geliyorken serveti, birileri geçinme derdinde.
Birileri emek sarfederken, birileri yemek peşinde.
Birileri koşarken ileriye, birileri yoluna engel dizmekte.
Birileri merhaba derken hayata, birileri elveda demekte.
Birileri severken delice, birileri sevilmek derdinde.
Birileri düşlerken geleceğini, birileri geçmişin derdinde.
Birileri dünyaya adamışken kendini, birileri iki dünyasını güzelleştirmenin peşinde.
Birileri okurken tebessümle, birileri içini kağıda dökmenin peşinde..
Kaydol:
Yorumlar (Atom)